Genel ingilizceye dahi hakim olanların işine yarayacak bir çok ingilizce soru ve cevapları sunuyorum size. Bu yazının içinde turizm ingilizcesi ele alınarak hazırlanmış makaleler, zaman zarfları ve soru cevaplar mevcut. Eğer bir otel işletmesinde çalışıyorsanız işinize çok yarayacak turizm ingilizcesi mevut.
What can I do for you? Sizin için ne yapabilirim.
• Can I help you? Size yardımcı olabilir miyim?
• Can I take your coat? Paltonuzu alabilir miyim?
• Have you booked a table? Masa mı ayırtacaksınız?
• How many are you? Kaç kişisiniz?
• Would you follow me, please? Beni takip edebilir misiniz,lütfen
• Can I take your order, sir/madam? Siparişinizi alabilir miyim
• What would you like to start with? Ne ile başlamak istersiniz?
• What would you like to drink? Ne içmek istersiniz?
• What would you like for dessert? Tatlı olarak ne istersiniz?
• How would you like your steak? (rare, medium, well done)
• Bifteğinizi nasıl istersiniz? (az pişmiş, orta pişmiş, iyi pişmiş)
• Do you want a salad with it? Bununla bir salata da ister misiniz?
• What kind of dressing? Ne çeşit bir sos? (mayonez, ketçap,salça)
• Anything to drink? Herhangi bir içecek alır mısınız?
• Do you want a dessert? Bir tatlı ister misiniz?
• The burgers are very good. Burgerler çok iyidir.
• Sorry, the hamburgers are off. Özür dilerim, bu hamburgerler bozuk.
• Is everything all right? Herşey tamam mı?
• Did you enjoy your meal? Yemeğinizi beğendiniz mi?
• Are you paying together? Birlikte mi ödeyeceksiniz?
• May I show you to a table? Size bir masa gösterebilir miyim?
• If you wait, there`ll be a table for you free in a minute.
• Eğer beklerseniz, bir dakika içinde bir masa boşalacak.
• Do you want vegetables with it? Bununla birlikte sebze de alır mısınız?
• Why don`t you try the pizza? Neden pizza denemiyorsunuz?
• It`ll take about 20 minutes. Yaklaşık 20 dakika alır.
2) Misafirden sorular
• A table for two, please. İki kişilik bir masa ,lütfen.
• May we sit at this table? Bu masada oturabilir miyiz?
• The menu, please. Menü, lütfen.
• What`s on the menu? Menüde neler var?
• Do you want fish? Balık ister misiniz?
• What`s Irish Stew like? İrlanda usulü güveç nasıl?
• We`re not ready yet. Henüz hazır değiliz.
• The steak for me, please. Büftek,lütfen.
• Can you bring me the ketchup, please? Bana ketçap getirir misiniz ,lütfen.
• A salad, please. Bir salata, lütfen.
• I`ll have the same. Ben de aynısından alayım.
• That`s all, thank you. Herşey için teşekkürler.
• Can I have the bill (AE: check), please? Hesabı alabilir miyiz ,lütfen.
• This is on me. Ben yapabilirim.
• Here you are. Bulunduğunuz yer….
• The rest is for you. Biraz dinlenin.
• Have you got wine by the glass? Bir bardak şarap alır mısınız?
• I`d prefer red wine. Kırmızı şarabı tercih ederim.
• Please bring us another beer. Lütfen bize başka bira getirir misin?
• Could I have chips (AE: French Fries) instead of salad?
• Salata yerine cips( Fransız kızartması )alabilir miyim?
• What can you recommend? Ne önerirsiniz?
• Please bring me the bill (AE: check) with my coffee.
• Kahvemle birlikte hesabı alabilir miyim?
• I think you`ve made a mistake. Bir hata yaptığınızı düşünüyorum.
Eylem Fiilleri ile cümle kurmak
to know: bilmek (noo)
OLUMLU CÜMLELER / Positive
I know / Bilirim
You know / Bilirsin
He (erkek) knows, She (kadın) knows, It knows / O bilir
We know / Biz biliriz
You know / Siz bilirsiniz
They know / Onlar bilirler
SORU CÜMLESİ / Interrogative (Question)
Do I know? / Bilir miyim..
Do you know) Bilir misin
Does he know / Does she know / Does it know? Bilir mi?
Do we know? Bilir miyiz?
Do you know? Bilir misiniz?
Do they know? Bilirler mi?
OLUMSUZ / Negative
I do not know / Bilmem (Bilmiyorum)
You do not know / Bilmezsin (Bilmiyorsun)
He does not know / She does not know / It does not know / Bilmez (Bilmiyor)
We do not know / Bilmeyiz (Bilmiyoruz)
You do not know / Bilmezsiniz (Bilmiyorsunuz)
They do not know / Bilmezler (Bilmiyorlar)
CÜMLE ÖRNEKLERİ:
Onun adını bilmiyorum: I do not know his name
İyi bir otel biliyor musun?: Do you know a good hotel
to recommend: tavsiye etmek (ri-ko-mend)
I recommend a good hotel / İyi bir otel tavsiye ederim.
to go: gitmek (go)
We go to work every morning / Her sabah işe gideriz
to have: sahip olmak (hev)
We have 100 rooms / 100 odaya sahibiz (odamzı var)
to want: istemek (want)
We want you comfort / Sizin konforunuzu (rahatlığınızı) isteriz (istiyoruz)
to reserve: ayırtmak / ayırmak (ri-zörv)
We reserve 2 rooms every Sunday. / Her Pazar 2 oda ayırırız.
to book: ayırtmak / ayırmak (buk)
We book 2 rooms every Sunday. / Her Pazar 2 oda ayırırız.
to see: görmek (sii)
We see suitcases in the lobby / Lobide 2 bavul görürüz (görüyoruz)
Yardımcı Fiil İle Cümle Kurmak turizm ingilizcesi
İngilizcede tek başına bir anlam ifade etmeyen fakat bir fiilin yanına gelerek cümle içinde kullanıldığı zaman anlamı değiştiren aşağıdaki fiiller de vardır. Bunlar “YARDIMCI” fiillerdir (Auxiliary Verbs). Bunlar, will (cek, cak), can (.. bilir), must (meli, malı), may (olabilir… ve izin için) fiilleridir.
Aşağıdaki cümleleri kurun;
Misafirler yarın oteli terkedecekler.
The guests will leave the hotel tomorrow.
Garsonlar sabah erken gelmeli.
The waiters must come in the morning.
Bellboy size yardım edebilir.
The bellboy can help you.
Odanızı gösterebilir miyim (izin)?
May I show your room?
—————————————-
Temizlikçi kadın odayı temizleyecek.
The cleaning lady will clean the room.
Müdür personeli eğitmeli.
The manager must train the personnel (staff).
Nakit ödeyebilirsiniz.
You can pay cash.
Grup öğleden sonra varabilir.
The group may arrive in the afternoon.
Kelimeler
Misafir: guest
Otel: hotel
Garson: waiter
Sabah: morning
Bellboy: bellboy
yardım etmek: to help
Oda: room
Göstermek: to show
Temizlikçi kadın: cleaning lady
Temizlemek: to clean
Müdür: manager
Personel: personnel (staff)
Eğitmek: to train
Nakit: cash
Ödemek: to pay
Grup: group
Varmak: to arrive
Anlamadığınız NOKTALAR varsa yorum bölümüne yazabilirsiniz.
Size özel açılmış SAYFA varsa oraya da yazabilirsiniz.
Reservasyon Esnasında Kullanabileceğiniz Yardımcı cümle kelimeler turizm ingilizcesi
RECEPTIONIST (Respesiyonist): Good morning Sir. May I help you?
Günaydın Efendim. Yardım edebilir miyim?
GUEST (Misafir): Good morning! I need a room.
Günaydın! Bir odaya ihtiyacım var (ihtiyaç hissediyorum)
RECEPTIONIST : Do you require a single or double room?
Tek (kişilik) oda mı çift kişilik oda mı istiyorsunuz (ihtiyaç hissediyorsunuz)?
GUEST: Well. A single room will do.
Pekala.. Bir tek (kişilik) oda iş görür/yeter
RECEPTIONIST : Please fill your name in this register.
Lütfen bu kayıda (deftere) isminizi doldurunuz (yazınız).
GUEST : May I know the rent please?
Kirayı (ücreti) bilebilir miyim (öğrenebilir miyim) lütfen?
RECEPTIONIST : It is 450 rupees a day sir.
Günlük 450 rupe efendim.
GUEST : Does it include break fast?
Kahvaltıyı ihtiva ediyor mu/kapsıyor mu?
RECEPTIONIST : No Sir. It’s just for accommodation Sir.
Hayır efendim. Bu yalnızca konaklama için efendim.
GUEST : Is the room air conditioned?
Oda havalındırmalı mıdır?
RECEPTIONIST : All our rooms are centrally air conditioned.
Bütün odalarımız merkezi havalandırmalıdır
GUEST : Do you have restaurant?
Lokantanız var mı?
RECEPTIONIST : We have three different cuisines.
3 farklı mutfağımız var. (sahibiz)
GUEST : Well that’s good news. I can choose different cuisine for different meals.
Pekala, bu iyi haber… Farklı yemekler için farklı mutfak seçebilirim.
RECEPTIONIST : May I know the duration of the stay?
Kalışınızın süresini öğrenebilir miyim)
GUEST : Oh! I have not filled the column. I shall stay for four days.
Sütunu doldurmamışım. 4 gün kalacağım/kalırım
RECEPTIONIST : I shall fill it up Sir.
Onu ben dolduracağım efendim.
GUEST : By the way do you have laundry facility here?
Bu arada (sırası gelmişken) burada yıkama hizmeti (kolaylığı) tesisiniz var mı?
RECEPTIONIST : Yes Sir. Please call up the house keeping department and they will have the clothes picked up Sir.
Evet efendim. Lütfen kat hizmeti departmanını arayın ve onlaar elbislerinizi aldırır efendim.
GUEST : How do I get the extension phone number for all departments?
Bütün departmanlarınız için dahili numaraları nasıl alabilirim? (alırım.. diyor)
RECEPTIONIST : Sir all the house phone numbers are in a diary right near the telephone.
Efendim, bütün numaralar (dahili) telefonun yanındaki bir rehberdedir.
GUEST : Oh! That will do. Thank you. You have been very helpful.
Oh. Bu yeter.(yeterli olur)..Teşekkür size.. Çok yardımcı oldunuz..
RECEPTIONIST : My pleasure sir. I am here to help you Thanks.
Benim için bir zevk Size yardım etmek için burdayım.. Teşekkürler..
GUEST : Can you arrange some one to bring my luggage to the room?
Birini ayarlayabilir misiniz bavullarımı odaya getirmesi için?
RECEPTIONIST : Certainly Sir. Here’s your key.
Elbette efendim. İşte anahtarınız
GUEST : Thank you very much.
Çok teşekkür ederim size
RECEPTIONIST : You’re welcome Sir.
Birşey değil efendim…
Geniş zaman ile kullanılmış tercüme cümleler turizm ingilizcesi
We come to the hotel at 7 (o’clock) everyday.
Otele hergün saat 7 de geliyoruz (geliriz)
We start wotk at 8.
Saat 8 de işe başlıyoruz (başlarız)
We clean the restaurant.
Restoranı temizliyoruz (temizleriz)
We prepare meals for our guest.
Misafirlerimiz yemekler hazırlarız.
Then we serve breakfast.
Ondan sonra kahvaltıyı servis ederiz.
Our guests come in.
Misafirlerimiz gelir.
We serve our guests.
Misafirlerimize hizmet ederiz.
We serve lunch at 12.
!2 de öğle yemeğiniz servis ederiz.
In the afternoon we serve tea and coffee.
Öğleden sonra çay ve kahve servis ederiz
We have 100 rooms in our hotel.
Otelde 100 odamız var.
Our hotel employs 2 chefs, 10 waiters, 5 receptionists, 5 cleaning ladies and 5 bellboys.
Otelimiz 2 aşçı, 10 garson, 5 resepsiyonist, 5 temizlikçi kadın ve 5 bellboy istihadam eder (ediyor)
If you come to our hotel we will be happy.
Do you go to hotels?
Does your son stay in a hotel every month.
We do not have enough Money for hotels.
Our customers order breakfast and lunch
We help our guests with their luggages.
We Show them to their rooms
Şimdiki zaman ile örnek cümleler turizm ingilizcesi
ALIŞTIRMA – TURIZM İNGİLİZCESİ / Present Continuous (Şimdiki Zaman) cümleler: Bu çalışmada Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) ile örnek cümleler kuruyoruz. Otel ortamı ile ilgili bu cümleleri Türkçe’ye tercüme ediniz.
Positive/Olumlu
Ben Bir seyahat düzenlemesi yapıyorum.
I am arranging a trip.
Sen bir iş seyahatine gidiyorsun
You are going on (for) a business trip.
Benim patronum Türkiye’de seyahat ediyor.
My boss is travelling in Turkey.
Biz Türk Hava Yolları ile uçuyoruz (şimdi ..)
We are flying with the Turkish Airlines
Siz tiyatro için bilet satın alıyorsunuz.
You are buying tickets for the theater.
Onlar bir oda reserve ediyorlar (ayırtıyorlar).
They are booking/reserving a room.
Affirmative/Soru (Question)
Doğru çalıyor muyum? (gitar örneğin..)
Am I playing right?
Ankara’ya mı varıyorsun?
Are you arriving in Ankara?
O bizimle geliyor mu?
Is he/she coming with us?
Biz lokantaya mı gidiyoruz?
Are we going to the restaurant?
Siz odanızda mı uyuyorsunuz?
Are you sleeping in your rooms?
Onlar odayı mı temizliyorlar?
Are they cleaning the room?
Negative/Olumsuz
Ben restoranda yemiyorum.
I am not eating in a restaurant.
Sen banyoda yıkanmıyorsun
You are not getting washed in the bathroom.
O odada uyumuyor.
He is not sleeping in the room.
Biz diskoteğe gitmiyoruz.
We are not going to the discotheque
Siz telefonda konuşmuyorsunuz.
You are not talking on the phone.
Onlar sandviç yemiyorlar
They are not eating sandwiches.
Vocabulary/Kelime Bilgisi=> host: ev sahibi, to host: ağırlamak, guest: misafir, native: yerli, ana (native language: ana dil), foreigner: yabancı, visitor: ziyaretçi reserve: ayırtmak (rezerve etmek), to make: yapmak, travel: seyahat, to make arrangement: düzenleme yapmak, accommodation: konaklama, to make a travel arrangement, to play: oynamak/müzik aleti çalmak, right: doğru/sağ
Dili geçmiş zaman ile örnek cümleler turizm ingilizcesi
Vocabulary/Kelime Bilgisi=> host: ev sahibi, to host: ağırlamak, guest: misafir, native: yerli, ana (native language: ana dil), foreigner: yabancı, visitor: ziyaretçi reserve: ayırtmak (rezerve etmek), to make: yapmak, travel: seyahat, to arrange: düzenlemek, to make arrangement: düzenleme yapmak, accommodation: konaklama, to make a travel arrangement, to play: oynamak/müzik aleti çalmak, right: doğru/sağ
Otel ortamı ile ilgili bu cümleleri Türkçe’ye tercüme ediniz.
Positive/Olumlu
Ben İngilitere’ye bir seyahat düzenledim/ayarladım.
I arranged a trip to England.
Sen bir iş seyahatine gittin.
You went on a business trip.
Benim patronum Türkiye’de seyahat etti.
My boss traveled in Turkey
Biz Türk Havayolları ile uçtuk
We flew with Turkish Airlines.
Siz tiyatro için bilet satın aldınız
You bought tickets for the theater.
Onlar bir oda rezerve ettiler (ayırttılar)
They reserved (booked) a room.
Affirmative/Soru (Question)
Doğru çaldım mı? (gitar örneğin..)
Did I play right (correctly)?
Ankara’ya mı vardın? Ankara’ya vardın mı?
Did you arrive in Ankara?
O bizimle geldi mi?
Did he/she come with us?
Biz lokantaya mı gittik mi? Biz lokantaya gittik mi?
Did we go to the restaurant?
Siz odanızda mı uyudunuz? Siz odanızda uyudunuz mu?
Did you sleep in your room?
Onlar odayı mı temizlediler? ….odayı temizlediler mi?
Did they clean the room?
Negative/Olumsuz
Ben restoranda yemedim
I did not eat in the restaurant.
Sen banyoda yıkanmadın
You did not get washed in the bathroom
O odada uyumadı
He did not sleep in the room
Biz diskoteğe gitmedik
We did not go to the discoteque.
Siz telefonda konuşmadınız
You did not talk on the phone
Onlar sandviç yemediler
They did not eat sandwiches
Gelecel zaman ile ilgili cümleler turizm ingilizcesi
Aşağıdaki cümleleri İngilizceye çeviriniz
Ben otele sabah 8 de varacağım
I will arrive at the hotel at 8 (o’clock) in the morning
Misafirler otele 8 de gelecek
Guests will come to the hotel at 8
Yarın 100 misafir Kabul edeceğiz
We will receive 100 guests tomorrow
Müdür başka bir otelde 2 oda ayıracak
The manager will book 2 rooms in another hotel
Size sessiz bir oda ayıracağım
I will book a quiet room for you
I will book you a quiet room
Otelimizde kaç gece kalacaksınız?
How many nights will you stay in our hotel?
Otelemizde 2 gece mi kalacaksınız?
Will you stay in our hotel for 2 nights?
Yarın 10 a kadar uyuyacağım
I will sleep until 10 tomorrow.
Saat kaçta uyandırayım sizi?
What time shall I wake you up?
NOT: Esasında yukarıdaki cümlelerin çoğunda “BE GOING TO” kalıbını kullanmak çok daha doğru olacaktır.
Örnek: I am going to arrive at the hotel at 8
Fakat, bu kalıp biraz daha zor olarak algılandığından, pratik konuşma becerisini bir an önce kazanma gereksinimi olanlara kolaylık olsun diye “WILL” kurgusunu kullandık burada. Daha ayrıntılı bilgi isteyenler lütfen yorum bölümüne yazabilirler.
Diğer tercümeler (çeşitli zamanlarla)
Müsait (boş) odalarımız var
We have available rooms
Odalarımız satıldı
Our rooms are sold out
Odalarımız (ın hepsi) ayrıldı (reserve)
Our rooms are booked out
All our rooms are booked out
10 adet boş yatağımız mevcut
We have 10 available beds
Sessiz bir oda ister misiniz?
Do you want a quiet room
Would you like a quiet room?
Vocabulary (Kelime bilgisi) – to have: sahip olmak Varmak: to arrive (erayv) at veya in, misafir: guest (gest), receive: almak, kabul etmek birini (resepsiyon oradan geliyor), to book (buk): ayırtmak, rezervasyon yapmak, to reserve (rizörv): rezervasyon yapmak, booked out: yer kalmamış, hepsi ayrılmış, sold out: hepsi satılmış, available (eveylıbıl): müsait, mevcut, room (ruum): oda, bed (bed): yatak, hotel (hotel): otel, to stay (sitey): kalmak, tonight (tunayt): bu gece, to sleep (siliip): uyumak, noisy (noyzi): gürültülü, quiet (kuayt): sessiz, to wake up (weyk ap): uyanmak, uyandırmak, call (kool): çağrı, wake up call: uyandırma telefonu
Soru cümleleri Turizm ingilizcesi
QUESTION WORDS – SORU KELİMELERİ: WHAT: NE, WHO:KİM, WHY: NEDEN (NE İÇİN), WHEN: NE ZAMAN, WHERE: NEREDE/NEREYE, HOW: NASIL, WHICH:HANGİ, HOW MUCH: NE KADAR, HOW MANY: KAÇ ADET vs…
Ayrıca, YARDIMCI FİİLLERİ kullanarak da soru yapabileceğimizi hatırlayın lütfen: Yani WILL, CAN, MUST ve MAY fiillerini kullanarak.
ALIŞTIRMA CÜMLELERİ (Aşağıdaki cümleleri İngilizceye çevirin)
Sizin müdürünüz kimdir? (WHO)
WHO is your manager?
Kim benimle gelecek? (WHO)
WHO will come with me?
(Who is going to come with me?)
Odalarınız neden küçüktür? (WHY)
WHY are your rooms small?
Neden çay getirdiniz bana? (WHY)
WHY did you bring me tea?
Ne zaman kahvaltı alabilirm (WHEN, CAN)
WHEN can I have breakfast?
Ne zaman terkedeceksiniz oteli (WHEN, WILL)
WHEN will you leave the hotel?
(When are you going to leave the hotel?)
Restoran nerededir? (WHERE)
WHERE is the restaurant?
Yarın sabah nereye gideceğiz? (WHERE, WILL)
Where will we go tomorrow morning
(Where shall we go tomorrow morning?)
Nasıl açabilirim bu kapıyı? (HOW, CAN)
HOA can I open this door?
Nasıl geldiniz Istanbul’a ? (HOW)
HOW did you come to Istanbul?
Hangi arabayı sürebilirm? (WHICH, CAN)
WHICH car may (can) I draw?
Haftanın hangi günler tenizlikçi kadın geliyor? (WHICH)
WHICH days of the week does the cleaning lady come?
Kaç arkadaşınız var (sahipsiniz) İstanbul’da? (HOW MANY)
HOW MANY friends do you have in Istanbul?
Bir Coca Cola ne kadardır? (HOW MUCH)
HOW MUCH is a Coca Cola?
(How much does a COLA cost?)
KELİME BİLGİSİ / VOCABULARY
to cost: mal olmak, to include: dahil olmak, kapsamak, içermek,
Örnek Cümleler:
The hotel room costs US$ 200 per night
Otel odası 200 dolara mal olur gece başına
The price includes tax / Fiyat vergiyi içerir (vergi dahildir)
Eating & drinking: yeme içme
Meal times: yemek zamanları, Breakfast: kahvaltı, Lunch: Öğle yemeği, Dinner: Akşam yemeği, Tea: Çay, Coffee: Kahve, Milk: Süt, Coffee with milk: sütlü kahve, Bread: ekmek, Water: su, Beer: bira, Salad: salata, Meat: et, Red meat. Kırmızı et, White meat: beyaz et, Chicken: tavuk, beef: sığır eti, Spaghetti: makarna, Wine: şarap
Turizm ingilizcesi edatlar
Misafir bavulunu yatağın üzerine koydu.
The guest put his suitcase on the bed.
Cebimde 100 TL vardı. (içinde)
There was 100 TL in my pocket.
Ben raporu otelde bitirdim.
I finished the report at the hotel.
Turistler için 100 tane şemsiye satın aldık.
We bought 100 umbrellas for tourists.
Müdür otele patron ile geldi.
The manager came to the hotel with the boss.
Misafirler dün sabah Kapalıçarşıya gittiler.
The guests went to the Grand bazaar, yesterday.
Bizim otelimiz kalenin yakınında/yanında(dır).
Our hotel is near the castle/fortress.
Misafir yüzeyin altında 2 balık gördü.
The guest saw 2 fish below the surface.
2 uçak hotelin üzerinde uçuyor.
2 airplanes are flying over the hotel.
Misafirler duvarın üzerinden atladılar.
The guests jumped over the wall.
What can I do for you? Sizin için ne yapabilirim.
• Can I help you? Size yardımcı olabilir miyim?
• Can I take your coat? Paltonuzu alabilir miyim?
• Have you booked a table? Masa mı ayırtacaksınız?
• How many are you? Kaç kişisiniz?
• Would you follow me, please? Beni takip edebilir misiniz,lütfen
• Can I take your order, sir/madam? Siparişinizi alabilir miyim
• What would you like to start with? Ne ile başlamak istersiniz?
• What would you like to drink? Ne içmek istersiniz?
• What would you like for dessert? Tatlı olarak ne istersiniz?
• How would you like your steak? (rare, medium, well done)
• Bifteğinizi nasıl istersiniz? (az pişmiş, orta pişmiş, iyi pişmiş)
• Do you want a salad with it? Bununla bir salata da ister misiniz?
• What kind of dressing? Ne çeşit bir sos? (mayonez, ketçap,salça)
• Anything to drink? Herhangi bir içecek alır mısınız?
• Do you want a dessert? Bir tatlı ister misiniz?
• The burgers are very good. Burgerler çok iyidir.
• Sorry, the hamburgers are off. Özür dilerim, bu hamburgerler bozuk.
• Is everything all right? Herşey tamam mı?
• Did you enjoy your meal? Yemeğinizi beğendiniz mi?
• Are you paying together? Birlikte mi ödeyeceksiniz?
• May I show you to a table? Size bir masa gösterebilir miyim?
• If you wait, there`ll be a table for you free in a minute.
• Eğer beklerseniz, bir dakika içinde bir masa boşalacak.
• Do you want vegetables with it? Bununla birlikte sebze de alır mısınız?
• Why don`t you try the pizza? Neden pizza denemiyorsunuz?
• It`ll take about 20 minutes. Yaklaşık 20 dakika alır.
2) Misafirden sorular
• A table for two, please. İki kişilik bir masa ,lütfen.
• May we sit at this table? Bu masada oturabilir miyiz?
• The menu, please. Menü, lütfen.
• What`s on the menu? Menüde neler var?
• Do you want fish? Balık ister misiniz?
• What`s Irish Stew like? İrlanda usulü güveç nasıl?
• We`re not ready yet. Henüz hazır değiliz.
• The steak for me, please. Büftek,lütfen.
• Can you bring me the ketchup, please? Bana ketçap getirir misiniz ,lütfen.
• A salad, please. Bir salata, lütfen.
• I`ll have the same. Ben de aynısından alayım.
• That`s all, thank you. Herşey için teşekkürler.
• Can I have the bill (AE: check), please? Hesabı alabilir miyiz ,lütfen.
• This is on me. Ben yapabilirim.
• Here you are. Bulunduğunuz yer….
• The rest is for you. Biraz dinlenin.
• Have you got wine by the glass? Bir bardak şarap alır mısınız?
• I`d prefer red wine. Kırmızı şarabı tercih ederim.
• Please bring us another beer. Lütfen bize başka bira getirir misin?
• Could I have chips (AE: French Fries) instead of salad?
• Salata yerine cips( Fransız kızartması )alabilir miyim?
• What can you recommend? Ne önerirsiniz?
• Please bring me the bill (AE: check) with my coffee.
• Kahvemle birlikte hesabı alabilir miyim?
• I think you`ve made a mistake. Bir hata yaptığınızı düşünüyorum.
Eylem Fiilleri ile cümle kurmak
to know: bilmek (noo)
OLUMLU CÜMLELER / Positive
I know / Bilirim
You know / Bilirsin
He (erkek) knows, She (kadın) knows, It knows / O bilir
We know / Biz biliriz
You know / Siz bilirsiniz
They know / Onlar bilirler
SORU CÜMLESİ / Interrogative (Question)
Do I know? / Bilir miyim..
Do you know) Bilir misin
Does he know / Does she know / Does it know? Bilir mi?
Do we know? Bilir miyiz?
Do you know? Bilir misiniz?
Do they know? Bilirler mi?
OLUMSUZ / Negative
I do not know / Bilmem (Bilmiyorum)
You do not know / Bilmezsin (Bilmiyorsun)
He does not know / She does not know / It does not know / Bilmez (Bilmiyor)
We do not know / Bilmeyiz (Bilmiyoruz)
You do not know / Bilmezsiniz (Bilmiyorsunuz)
They do not know / Bilmezler (Bilmiyorlar)
CÜMLE ÖRNEKLERİ:
Onun adını bilmiyorum: I do not know his name
İyi bir otel biliyor musun?: Do you know a good hotel
to recommend: tavsiye etmek (ri-ko-mend)
I recommend a good hotel / İyi bir otel tavsiye ederim.
to go: gitmek (go)
We go to work every morning / Her sabah işe gideriz
to have: sahip olmak (hev)
We have 100 rooms / 100 odaya sahibiz (odamzı var)
to want: istemek (want)
We want you comfort / Sizin konforunuzu (rahatlığınızı) isteriz (istiyoruz)
to reserve: ayırtmak / ayırmak (ri-zörv)
We reserve 2 rooms every Sunday. / Her Pazar 2 oda ayırırız.
to book: ayırtmak / ayırmak (buk)
We book 2 rooms every Sunday. / Her Pazar 2 oda ayırırız.
to see: görmek (sii)
We see suitcases in the lobby / Lobide 2 bavul görürüz (görüyoruz)
Yardımcı Fiil İle Cümle Kurmak turizm ingilizcesi
İngilizcede tek başına bir anlam ifade etmeyen fakat bir fiilin yanına gelerek cümle içinde kullanıldığı zaman anlamı değiştiren aşağıdaki fiiller de vardır. Bunlar “YARDIMCI” fiillerdir (Auxiliary Verbs). Bunlar, will (cek, cak), can (.. bilir), must (meli, malı), may (olabilir… ve izin için) fiilleridir.
Aşağıdaki cümleleri kurun;
Misafirler yarın oteli terkedecekler.
The guests will leave the hotel tomorrow.
Garsonlar sabah erken gelmeli.
The waiters must come in the morning.
Bellboy size yardım edebilir.
The bellboy can help you.
Odanızı gösterebilir miyim (izin)?
May I show your room?
—————————————-
Temizlikçi kadın odayı temizleyecek.
The cleaning lady will clean the room.
Müdür personeli eğitmeli.
The manager must train the personnel (staff).
Nakit ödeyebilirsiniz.
You can pay cash.
Grup öğleden sonra varabilir.
The group may arrive in the afternoon.
Kelimeler
Misafir: guest
Otel: hotel
Garson: waiter
Sabah: morning
Bellboy: bellboy
yardım etmek: to help
Oda: room
Göstermek: to show
Temizlikçi kadın: cleaning lady
Temizlemek: to clean
Müdür: manager
Personel: personnel (staff)
Eğitmek: to train
Nakit: cash
Ödemek: to pay
Grup: group
Varmak: to arrive
Anlamadığınız NOKTALAR varsa yorum bölümüne yazabilirsiniz.
Size özel açılmış SAYFA varsa oraya da yazabilirsiniz.
Reservasyon Esnasında Kullanabileceğiniz Yardımcı cümle kelimeler turizm ingilizcesi
RECEPTIONIST (Respesiyonist): Good morning Sir. May I help you?
Günaydın Efendim. Yardım edebilir miyim?
GUEST (Misafir): Good morning! I need a room.
Günaydın! Bir odaya ihtiyacım var (ihtiyaç hissediyorum)
RECEPTIONIST : Do you require a single or double room?
Tek (kişilik) oda mı çift kişilik oda mı istiyorsunuz (ihtiyaç hissediyorsunuz)?
GUEST: Well. A single room will do.
Pekala.. Bir tek (kişilik) oda iş görür/yeter
RECEPTIONIST : Please fill your name in this register.
Lütfen bu kayıda (deftere) isminizi doldurunuz (yazınız).
GUEST : May I know the rent please?
Kirayı (ücreti) bilebilir miyim (öğrenebilir miyim) lütfen?
RECEPTIONIST : It is 450 rupees a day sir.
Günlük 450 rupe efendim.
GUEST : Does it include break fast?
Kahvaltıyı ihtiva ediyor mu/kapsıyor mu?
RECEPTIONIST : No Sir. It’s just for accommodation Sir.
Hayır efendim. Bu yalnızca konaklama için efendim.
GUEST : Is the room air conditioned?
Oda havalındırmalı mıdır?
RECEPTIONIST : All our rooms are centrally air conditioned.
Bütün odalarımız merkezi havalandırmalıdır
GUEST : Do you have restaurant?
Lokantanız var mı?
RECEPTIONIST : We have three different cuisines.
3 farklı mutfağımız var. (sahibiz)
GUEST : Well that’s good news. I can choose different cuisine for different meals.
Pekala, bu iyi haber… Farklı yemekler için farklı mutfak seçebilirim.
RECEPTIONIST : May I know the duration of the stay?
Kalışınızın süresini öğrenebilir miyim)
GUEST : Oh! I have not filled the column. I shall stay for four days.
Sütunu doldurmamışım. 4 gün kalacağım/kalırım
RECEPTIONIST : I shall fill it up Sir.
Onu ben dolduracağım efendim.
GUEST : By the way do you have laundry facility here?
Bu arada (sırası gelmişken) burada yıkama hizmeti (kolaylığı) tesisiniz var mı?
RECEPTIONIST : Yes Sir. Please call up the house keeping department and they will have the clothes picked up Sir.
Evet efendim. Lütfen kat hizmeti departmanını arayın ve onlaar elbislerinizi aldırır efendim.
GUEST : How do I get the extension phone number for all departments?
Bütün departmanlarınız için dahili numaraları nasıl alabilirim? (alırım.. diyor)
RECEPTIONIST : Sir all the house phone numbers are in a diary right near the telephone.
Efendim, bütün numaralar (dahili) telefonun yanındaki bir rehberdedir.
GUEST : Oh! That will do. Thank you. You have been very helpful.
Oh. Bu yeter.(yeterli olur)..Teşekkür size.. Çok yardımcı oldunuz..
RECEPTIONIST : My pleasure sir. I am here to help you Thanks.
Benim için bir zevk Size yardım etmek için burdayım.. Teşekkürler..
GUEST : Can you arrange some one to bring my luggage to the room?
Birini ayarlayabilir misiniz bavullarımı odaya getirmesi için?
RECEPTIONIST : Certainly Sir. Here’s your key.
Elbette efendim. İşte anahtarınız
GUEST : Thank you very much.
Çok teşekkür ederim size
RECEPTIONIST : You’re welcome Sir.
Birşey değil efendim…
Geniş zaman ile kullanılmış tercüme cümleler turizm ingilizcesi
We come to the hotel at 7 (o’clock) everyday.
Otele hergün saat 7 de geliyoruz (geliriz)
We start wotk at 8.
Saat 8 de işe başlıyoruz (başlarız)
We clean the restaurant.
Restoranı temizliyoruz (temizleriz)
We prepare meals for our guest.
Misafirlerimiz yemekler hazırlarız.
Then we serve breakfast.
Ondan sonra kahvaltıyı servis ederiz.
Our guests come in.
Misafirlerimiz gelir.
We serve our guests.
Misafirlerimize hizmet ederiz.
We serve lunch at 12.
!2 de öğle yemeğiniz servis ederiz.
In the afternoon we serve tea and coffee.
Öğleden sonra çay ve kahve servis ederiz
We have 100 rooms in our hotel.
Otelde 100 odamız var.
Our hotel employs 2 chefs, 10 waiters, 5 receptionists, 5 cleaning ladies and 5 bellboys.
Otelimiz 2 aşçı, 10 garson, 5 resepsiyonist, 5 temizlikçi kadın ve 5 bellboy istihadam eder (ediyor)
If you come to our hotel we will be happy.
Do you go to hotels?
Does your son stay in a hotel every month.
We do not have enough Money for hotels.
Our customers order breakfast and lunch
We help our guests with their luggages.
We Show them to their rooms
Şimdiki zaman ile örnek cümleler turizm ingilizcesi
ALIŞTIRMA – TURIZM İNGİLİZCESİ / Present Continuous (Şimdiki Zaman) cümleler: Bu çalışmada Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) ile örnek cümleler kuruyoruz. Otel ortamı ile ilgili bu cümleleri Türkçe’ye tercüme ediniz.
Positive/Olumlu
Ben Bir seyahat düzenlemesi yapıyorum.
I am arranging a trip.
Sen bir iş seyahatine gidiyorsun
You are going on (for) a business trip.
Benim patronum Türkiye’de seyahat ediyor.
My boss is travelling in Turkey.
Biz Türk Hava Yolları ile uçuyoruz (şimdi ..)
We are flying with the Turkish Airlines
Siz tiyatro için bilet satın alıyorsunuz.
You are buying tickets for the theater.
Onlar bir oda reserve ediyorlar (ayırtıyorlar).
They are booking/reserving a room.
Affirmative/Soru (Question)
Doğru çalıyor muyum? (gitar örneğin..)
Am I playing right?
Ankara’ya mı varıyorsun?
Are you arriving in Ankara?
O bizimle geliyor mu?
Is he/she coming with us?
Biz lokantaya mı gidiyoruz?
Are we going to the restaurant?
Siz odanızda mı uyuyorsunuz?
Are you sleeping in your rooms?
Onlar odayı mı temizliyorlar?
Are they cleaning the room?
Negative/Olumsuz
Ben restoranda yemiyorum.
I am not eating in a restaurant.
Sen banyoda yıkanmıyorsun
You are not getting washed in the bathroom.
O odada uyumuyor.
He is not sleeping in the room.
Biz diskoteğe gitmiyoruz.
We are not going to the discotheque
Siz telefonda konuşmuyorsunuz.
You are not talking on the phone.
Onlar sandviç yemiyorlar
They are not eating sandwiches.
Vocabulary/Kelime Bilgisi=> host: ev sahibi, to host: ağırlamak, guest: misafir, native: yerli, ana (native language: ana dil), foreigner: yabancı, visitor: ziyaretçi reserve: ayırtmak (rezerve etmek), to make: yapmak, travel: seyahat, to make arrangement: düzenleme yapmak, accommodation: konaklama, to make a travel arrangement, to play: oynamak/müzik aleti çalmak, right: doğru/sağ
Dili geçmiş zaman ile örnek cümleler turizm ingilizcesi
Vocabulary/Kelime Bilgisi=> host: ev sahibi, to host: ağırlamak, guest: misafir, native: yerli, ana (native language: ana dil), foreigner: yabancı, visitor: ziyaretçi reserve: ayırtmak (rezerve etmek), to make: yapmak, travel: seyahat, to arrange: düzenlemek, to make arrangement: düzenleme yapmak, accommodation: konaklama, to make a travel arrangement, to play: oynamak/müzik aleti çalmak, right: doğru/sağ
Otel ortamı ile ilgili bu cümleleri Türkçe’ye tercüme ediniz.
Positive/Olumlu
Ben İngilitere’ye bir seyahat düzenledim/ayarladım.
I arranged a trip to England.
Sen bir iş seyahatine gittin.
You went on a business trip.
Benim patronum Türkiye’de seyahat etti.
My boss traveled in Turkey
Biz Türk Havayolları ile uçtuk
We flew with Turkish Airlines.
Siz tiyatro için bilet satın aldınız
You bought tickets for the theater.
Onlar bir oda rezerve ettiler (ayırttılar)
They reserved (booked) a room.
Affirmative/Soru (Question)
Doğru çaldım mı? (gitar örneğin..)
Did I play right (correctly)?
Ankara’ya mı vardın? Ankara’ya vardın mı?
Did you arrive in Ankara?
O bizimle geldi mi?
Did he/she come with us?
Biz lokantaya mı gittik mi? Biz lokantaya gittik mi?
Did we go to the restaurant?
Siz odanızda mı uyudunuz? Siz odanızda uyudunuz mu?
Did you sleep in your room?
Onlar odayı mı temizlediler? ….odayı temizlediler mi?
Did they clean the room?
Negative/Olumsuz
Ben restoranda yemedim
I did not eat in the restaurant.
Sen banyoda yıkanmadın
You did not get washed in the bathroom
O odada uyumadı
He did not sleep in the room
Biz diskoteğe gitmedik
We did not go to the discoteque.
Siz telefonda konuşmadınız
You did not talk on the phone
Onlar sandviç yemediler
They did not eat sandwiches
Gelecel zaman ile ilgili cümleler turizm ingilizcesi
Aşağıdaki cümleleri İngilizceye çeviriniz
Ben otele sabah 8 de varacağım
I will arrive at the hotel at 8 (o’clock) in the morning
Misafirler otele 8 de gelecek
Guests will come to the hotel at 8
Yarın 100 misafir Kabul edeceğiz
We will receive 100 guests tomorrow
Müdür başka bir otelde 2 oda ayıracak
The manager will book 2 rooms in another hotel
Size sessiz bir oda ayıracağım
I will book a quiet room for you
I will book you a quiet room
Otelimizde kaç gece kalacaksınız?
How many nights will you stay in our hotel?
Otelemizde 2 gece mi kalacaksınız?
Will you stay in our hotel for 2 nights?
Yarın 10 a kadar uyuyacağım
I will sleep until 10 tomorrow.
Saat kaçta uyandırayım sizi?
What time shall I wake you up?
NOT: Esasında yukarıdaki cümlelerin çoğunda “BE GOING TO” kalıbını kullanmak çok daha doğru olacaktır.
Örnek: I am going to arrive at the hotel at 8
Fakat, bu kalıp biraz daha zor olarak algılandığından, pratik konuşma becerisini bir an önce kazanma gereksinimi olanlara kolaylık olsun diye “WILL” kurgusunu kullandık burada. Daha ayrıntılı bilgi isteyenler lütfen yorum bölümüne yazabilirler.
Diğer tercümeler (çeşitli zamanlarla)
Müsait (boş) odalarımız var
We have available rooms
Odalarımız satıldı
Our rooms are sold out
Odalarımız (ın hepsi) ayrıldı (reserve)
Our rooms are booked out
All our rooms are booked out
10 adet boş yatağımız mevcut
We have 10 available beds
Sessiz bir oda ister misiniz?
Do you want a quiet room
Would you like a quiet room?
Vocabulary (Kelime bilgisi) – to have: sahip olmak Varmak: to arrive (erayv) at veya in, misafir: guest (gest), receive: almak, kabul etmek birini (resepsiyon oradan geliyor), to book (buk): ayırtmak, rezervasyon yapmak, to reserve (rizörv): rezervasyon yapmak, booked out: yer kalmamış, hepsi ayrılmış, sold out: hepsi satılmış, available (eveylıbıl): müsait, mevcut, room (ruum): oda, bed (bed): yatak, hotel (hotel): otel, to stay (sitey): kalmak, tonight (tunayt): bu gece, to sleep (siliip): uyumak, noisy (noyzi): gürültülü, quiet (kuayt): sessiz, to wake up (weyk ap): uyanmak, uyandırmak, call (kool): çağrı, wake up call: uyandırma telefonu
Soru cümleleri Turizm ingilizcesi
QUESTION WORDS – SORU KELİMELERİ: WHAT: NE, WHO:KİM, WHY: NEDEN (NE İÇİN), WHEN: NE ZAMAN, WHERE: NEREDE/NEREYE, HOW: NASIL, WHICH:HANGİ, HOW MUCH: NE KADAR, HOW MANY: KAÇ ADET vs…
Ayrıca, YARDIMCI FİİLLERİ kullanarak da soru yapabileceğimizi hatırlayın lütfen: Yani WILL, CAN, MUST ve MAY fiillerini kullanarak.
ALIŞTIRMA CÜMLELERİ (Aşağıdaki cümleleri İngilizceye çevirin)
Sizin müdürünüz kimdir? (WHO)
WHO is your manager?
Kim benimle gelecek? (WHO)
WHO will come with me?
(Who is going to come with me?)
Odalarınız neden küçüktür? (WHY)
WHY are your rooms small?
Neden çay getirdiniz bana? (WHY)
WHY did you bring me tea?
Ne zaman kahvaltı alabilirm (WHEN, CAN)
WHEN can I have breakfast?
Ne zaman terkedeceksiniz oteli (WHEN, WILL)
WHEN will you leave the hotel?
(When are you going to leave the hotel?)
Restoran nerededir? (WHERE)
WHERE is the restaurant?
Yarın sabah nereye gideceğiz? (WHERE, WILL)
Where will we go tomorrow morning
(Where shall we go tomorrow morning?)
Nasıl açabilirim bu kapıyı? (HOW, CAN)
HOA can I open this door?
Nasıl geldiniz Istanbul’a ? (HOW)
HOW did you come to Istanbul?
Hangi arabayı sürebilirm? (WHICH, CAN)
WHICH car may (can) I draw?
Haftanın hangi günler tenizlikçi kadın geliyor? (WHICH)
WHICH days of the week does the cleaning lady come?
Kaç arkadaşınız var (sahipsiniz) İstanbul’da? (HOW MANY)
HOW MANY friends do you have in Istanbul?
Bir Coca Cola ne kadardır? (HOW MUCH)
HOW MUCH is a Coca Cola?
(How much does a COLA cost?)
KELİME BİLGİSİ / VOCABULARY
to cost: mal olmak, to include: dahil olmak, kapsamak, içermek,
Örnek Cümleler:
The hotel room costs US$ 200 per night
Otel odası 200 dolara mal olur gece başına
The price includes tax / Fiyat vergiyi içerir (vergi dahildir)
Eating & drinking: yeme içme
Meal times: yemek zamanları, Breakfast: kahvaltı, Lunch: Öğle yemeği, Dinner: Akşam yemeği, Tea: Çay, Coffee: Kahve, Milk: Süt, Coffee with milk: sütlü kahve, Bread: ekmek, Water: su, Beer: bira, Salad: salata, Meat: et, Red meat. Kırmızı et, White meat: beyaz et, Chicken: tavuk, beef: sığır eti, Spaghetti: makarna, Wine: şarap
Turizm ingilizcesi edatlar
Misafir bavulunu yatağın üzerine koydu.
The guest put his suitcase on the bed.
Cebimde 100 TL vardı. (içinde)
There was 100 TL in my pocket.
Ben raporu otelde bitirdim.
I finished the report at the hotel.
Turistler için 100 tane şemsiye satın aldık.
We bought 100 umbrellas for tourists.
Müdür otele patron ile geldi.
The manager came to the hotel with the boss.
Misafirler dün sabah Kapalıçarşıya gittiler.
The guests went to the Grand bazaar, yesterday.
Bizim otelimiz kalenin yakınında/yanında(dır).
Our hotel is near the castle/fortress.
Misafir yüzeyin altında 2 balık gördü.
The guest saw 2 fish below the surface.
2 uçak hotelin üzerinde uçuyor.
2 airplanes are flying over the hotel.
Misafirler duvarın üzerinden atladılar.
The guests jumped over the wall.
bi harikaaaa
YanıtlaSiltskrler
YanıtlaSilTeşekkürler güzel olmuş
YanıtlaSil